NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
بَشَّارٍ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى
وَابْنُ
مَهْدِيٍّ
قَالَا حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
أَبِي
الْمُجَالِدِ
وَقَالَ
عَبْدُ
الرَّحْمَنِ
عَنْ ابْنِ
أَبِي
الْمُجَالِدِ
بِهَذَا
الْحَدِيثِ قَالَ
عِنْدَ
قَوْمٍ مَا
هُوَ
عِنْدَهُمْ قَالَ
أَبُو دَاوُد
الصَّوَابُ
ابْنُ أَبِي الْمُجَالِدِ
وَشُعْبَةُ
أَخْطَأَ
فِيهِ
Bize Muhammed b. Beşşâr
haber verdi, bize Yahya ve İbn Mehdî, Şu'be kanalıyla Abdullah b. Ebî
Mücâlid'den, -Abdurrahman; (İbn) Ebî Mücâlid dedi.- bu (önceki 3464.) hadisi
naklettiler. (Bu rivayette) İbn Ebî Evfâ: "Bu mallar kendilerinde olmayan
bir kavme..." dedi.
Ebû Dâvûd: Doğrusu İbn
Ebi'l-Mücâlid'dir. Bu konuda Şu'be hata etmiştir, dedi.
İzah:
Bu hadis önceki hadisin
farklı bir isnadla gelen başka bir rivayetidir. Görüldüğü gibi metni, önceki
hadisin ibn Kesir vasıtasıyla olan nakline uygundur. Yani selem yapılacak
malın, müslemün ileyhin elinde olmadığı ifade edilmektedir.
Bu rivayette dikkat
çekilen diğer bir husus da, hadisi Şu'be'ye nakleden zatın adı ve künyesi
Abdullah b. Mücâlid değil, Abdullah b. Ebî Mücâlid olduğudur. Bu durumda
Abdullah, Mücâlid'in oğlu değil, kardeşi olmaktadır. Ebû Dâvûd, doğrusunun bu
olduğuna işaret edip Şu'be'nin hata ettiğine dikkat çeker. Önceki hadisin
dipnotunda belirttiğimiz gibi, Buharî'deki rivayet de bu şekildedir.